13 Kasım 2012 Salı

Adem Baba: "Lezzetli bir balıkçı"


Arnavutköyde sahil kenarında olmayan, fiyatları uygun, balıkları taze nadir balıkçılardan Adem Baba... bir arkadaş sayesinde gittiğim, hayatımda ilk defa tekir balığı yiyerek, bu kadar lezzetli bir balığı şimdiye kadar yememiş olmanın üzüntüsü içindeyim. Uzun uzun kalayım, rakı balık yapayım mezelerle birlikte diyebileceğiniz bir mekan değil burası, çünkü içki yok, ve de insanların çogu yiyip kalkıyorlar.

Gittiğinizde size güzel bir mısır ekmeği ve zeytinyağlı salata gelir ki, bu zeytinyağı hakiki olduğu bellidir tadından. Balıklara gelince ben hem istavrit yedim hem de tekir, ikisi de çok taze ve lezzetliydi.

Mutlaka gitmenizi tavsiye ederim.

Nasıl gidilir?

Biz Beşiktaştan Rumeli Hisarı tarafına giden otobüslerle gidip Arnavutköy durağında inip, 5 dakika yürümüştük.




şu görülen turuncunumsu balık: Tekir Balığı (tad olarak İstavrite benzese de, onun da etlisini düşünün, enfesss...)









20 Haziran 2012 Çarşamba

Sade Kahve – Hisar’da Kahvaltı



İstanbul’a geldim geleli 3-4 defa gittim buraya…  Bebek’in biraz ilerisinde, Hisar’ın oralarda, boğaza nazır, köprü manzaralı bir mekan… sahil kenarında ve yukarıda olmak üzere iki tane oturma alanı var. Tabii masa bulmak da zor, insanlar sırada bekliyor çoğu zaman.

Nasıl gidilir?

Beşiktaş’tan geçen, Sarıyer’e giden otobüsler var, taksi ile gidilebilir, ama tabi ki hafta sonu sahil yolu (Beşiktaş-Ortaköy-Arnavutköy-Bebek-Hisar) çok kalabalık oluyor, adım adım gidiyorsunuz, hazırlıklı olun trafiğe ya da ona göre çıkın…

Burada kahvaltı çok güzel oluyor, biz her gittiğimizde ortaya kişiye göre serpme kahvaltı istiyoruz, 1 adet serpme kahvaltı 30 TL, tabi biraz kazık olsa da, o manzara için de değer diye düşünüyorum. Menemen ve gözleme çeşitleri çok güzel… Kendilerinin yaptığı karadut reçeli ve böğürtlen reçeli ise favorim…

Biz hep yukarı tarafta oturduk şimdiye kadar, yol kenarına nazaran daha az sesli, daha güzel manzarası var, ve de egzoz dumanı altında kalmıyor insan kahvaltı yaparken…

En azından bir kere de olsa mutlaka gidilmesi gereken bir yer…










29 Mayıs 2012 Salı

Moda: Kemal Usta Waffles


Kadıköy Moda'da birbirine çok yakın iki ayrı yerde var Kemal Usta Waffles... Moda sahile doğru inerken sağ tarafta kalıyor, yanında da meşhur Ali Usta (dondurmacı)... 

Bu cumartesi sahile doğru inerken, aklımızda Ali Usta'dan dondurma alma bu fikri vardı ama burayı görünce canımız waffle çekti, buranın meşhur olup olmadığı konusunda hiçbir fikrimiz de yoktu, deneyelim ne olacak dedik, bayağı da kalabalıktı,biraz ileride Abbas olmasına rağmen burası oraya oranla daha kalabalıktı. Valla canım çok tatlı istediğinden mi yoksa güzel olduğundan mı bilemiyorum, bana lezzetli geldi, ama tabi Ortaköydeki wafflelardan aldığım tadı alamadım. Ama tabi yine de sahilde, denize nazır yemesi güzeldi... 

Tavsiye edilir...






*Moda Sahilden de birkaç fotograf koyayım...






10 Nisan 2012 Salı

Anadolu Kavağı & Yoros Kalesi


İstanbul’dan sıcak bir günde gidilebilecek sahil kasabası gibi bir yer Anadolu Kavağı…

Nasıl gidilir?
Biz Sarıyer iskelesine gidip, oradan İDO’nun motoruyla geçtik. (Tabii internet sitesinden bakmak lazım ilk önce hangi saatlerde hareket ettiğine, öyle ikidebir sefer yok)
Eminönünden kalkan turlar var
Kavacıktan geçen bir otobüs var

Anadolu Kavağının en güzel yanlarından biri, hem deniz kenarı, hem de bol yeşillik olması… Bir tarafınız deniz, bir tarafınız orman, görülebilecek tek yer Yoros Kalesi, yaklaşık 700 m falan yukarı doğru tırmanmanız gerekiyor. Tırmandıktan sonra 1 saat falan Karadeniz girişini izledik, çok güzeldi izlemesi.. Yalnız Yoros Kalesine eskiden giriş vardı sanırım ama şuan yok, yani taaaa tepeye kadar çıkıp, sadece dışından bakabiliyorsunuz. Ayrıca yukarıda cafeler var, isteyenler kahvaltısını buralarda yapabilir, biz balık yemeyi tercih ettik, oyüzden geri sahile indik. Sahildeki bütün restaurantlar müşteri kapma yarışında gibi, bizi öğrenci sanan biri, size öğrenci indirimi de yaparız diyince oraya gittik, mutlaka söyleyin öğrenci olduğunuzu, çok güzel indirim yapıyorlar. Düşünün biz iki ana balık, kalamar, midye, salata, iki içeceğe, 35 TL verdik, gayet iyi bir rakamdı öyle bir sofraya doğrusu.

Mutlaka gidip görülmesi gereken bir yer, sadece tek eksi yanı bizim gittiğimizde çok rüzgarlı oluşuydu okadar...


* Motor ile Kavağa gidiş..


*Bu kısmına giriş yoktu, askeri bölge..

*Anadolu Kavağı Sahili...


*Anadolu Kavağı İskelesi...


*Anadolu Kavağı Sahili...


*Anadolu Kavağı Sahil Restaurantları...

*Anadolu Kavağı Sahil Restaurantları...


*Kaleye gidiş


*Kaleye çıkarkenki manzara

*Burası küçük bir cafe (adını hatırlamıyorum)





*burası da yukarıdaki kahvaltı yapılabilen cafelerden biri



 *Yoros Kalesi yanından Karadenize açılış...

*Açık olmayan Yoros Kalesi..


*1 saat oturdup izlediğimiz Karadeniz girişi...


*Sahil (saat 4 sularında, bayağı kalabalıklaşmıştı, tam bir sahil kenti gibi)


* Kalamar, midye (ömrü hayatımda ilk defa yedim, kalamarı beğendim ama midye için aynı şeyi diyemicem )




*İstemiş olduğumuz istavrit ve mezgit taze ve lezzetliydi.


*Okadar tıka basa yediğimiz balığın üstüne waffle yedik inanılır gibi değil.